Bölgemizdeki marketleri dolaştım. Sayın Cumhurbaşkanım siz ne zaman televizyona marketlerle, gıda ile ilgili konuştuğunuz zaman denetlettireceğim diyorsunuz. Vatandaş da sayın Cumhurbaşkanımızın marketlerle ilgili konuştuktan sonra hayal kırıklığına uğruyor. Ertesi gün markete gittikten sonra etiketler daha pahalı olmuş oluyor. Yüzde yüz zam yapıyorlar. Denetim sistemi olmadığı için gıda sektörüne mazota, benzine, doğalgaza zam geliyor. Nakliye çok pahalı. İşletmeciler gıdaya zam yapmak zorunda kalıyor. Özellikle meyvelerin etiketlerine baktım. Allah seni inandırsın sayın Cumhurbaşkanım halkın yüzde 80’i çocuklarına bu fiyatlarla meyve alamaz. 30 liradan aşağı meyve bulamazsın. Yenmeyecek duruma gelen meyveler ise 20-25 lira arasında satılıyor. Aslında denetim olsa o meyveler çöpe atılır. Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye’nin kamulaştırmaya dönme zorunluluğu doğuyor. Devletin fabrikası olsa eskiden en az devletin yirmi çimento fabrikası vardı, demir-çelik fabrikası vardı. Devlet okulları vardı, devlet hastaneleri vardı. Devletin ziraat depoları vardı, devletin Sümerbank’ı vardı. Devletin tütün, şeker fabrikaları vardı. Devletin et kurumları vardı, devletin madenleri vardı. Aslında sayın Cumhurbaşkanım bunların varlığını gençliğiniz döneminde siz de biliyordunuz. Şimdi her şey özelleştirildi. Özel sektör devletin büyük kaynaklarını ele geçirdi. Devletin elinde bir şey kalmadı. Devleti yöneten hükümetler özel sektörün eline bakmak zorunda kaldı. Milletimiz diyor ki “Hükümetimiz özel sektörde doğru dürüst vergi alamıyor. Vergi ayı geldiği zaman iflas dilekçeleri veriyorlar yahut kapatıyoruz.” diyorlar. O zaman bir gazeteci olarak vatandaşlara şunu soruyorum. Özel sektör devletin kaynaklarını ele geçirmiş ise siz vatandaşlarımızın düşüncesi nedir? Verdikleri cevap başa gelen hükümetin tekrar devletin fabrikaları eskiden olduğu gibi devlete ait olsaydı o zaman Türkiye borçtan da kurtulurdu özel sektörden de kurtulurdu. Eskiden özel sektör yokken madenlerimizde çalışan insanlar bu kadar toplu ölüm olmazdı. Ne zaman madenlerimiz özel sektöre devredildi hem ekonomiden hem canlarımızda kayıplar çoğaldı çoğalıyor. Eğitimimiz sıfır oldu. Sanayimiz bitti. Emperyalistlerin malını alıyoruz. A’dan Z’ye kadar ithal mal ile hayatımızı sürdürüyoruz. Devletimizin güçlenmesi için bütçesi açık vermemeli. Ülkenin kurtuluşu devletimizin güçlenmesi için Atatürk’ün ülkemize gösterdiği sistemde kalkınmak için başta hayvancılık, tarım büyük önem arz ediyor. Devletin yukarıda yazdıklarımızın kamu malı olduktan sonra bazı bilim adamlarına sorduğumda ülkemizin 3-5 senede borcu da kalmaz diyorlar. Her şeyi kendimiz üretiriz. Türk milletinin bunun altından kalkacağına inancım büyüktür. Bu yazdığım yazı ise milletin sesidir.
Demokrasi Köşesi-Tekince
Ahmet TEKİN
